Anne Olmanın Gerçekleri: Endişe ve Sorumluluk

Hemen her anne, bir dönem anneliğini sorgular; çocukları için doğru şeyleri yapıp yapmadığını derinlemesine düşünür. Bazen bu sorgulama, yüreğinde bir suçluluk duygusuna dönüşebilir. Böyle anlarda bir uzmandan destek almak denge bulmaya yardımcı olabilir. Ancak şimdi, yalnızca her annenin zaman zaman yaşadığı doğal endişeler üzerinde duralım.

Öncelikle şunu unutmamalıyız ki, endişe etmek çoğunlukla doğaldır; bu, annenin çocuğuna duyduğu sevgi ve verdiği değerin bir ifadesidir. Önemli olan, gerçekten kaygılanmayı gerektiren bir durum olup olmadığını ayırt edebilmek ve kendimize şefkatle yaklaşabilmektir.

Annelik, bir ömür boyu süren kutsal bir bağ ve sorumluluktur. Bu bağı sevgi ve farkındalıkla beslemek, çocuklarımızın gelecekte nasıl bireyler olacaklarını şekillendirir. Onlara sevgiyle dokunduğumuz her an,  onların da hem kendilerine, hem dünyaya aynı şefkatle yaklaşması için bir tohum ekeriz.

Yapmamanız Gerekenler

1. Düşünmeden Hareket Etmek: Her eylemimizde bir niyet saklıdır. Adımlarımızı düşünmeden attığımızda, bu hem kendimize hem de çevremizdekilere zarar verebilir. Farkındalıkla hareket etmek, içsel dengeyi ve çevremizle uyumu sağlar.

2. Çocuğun İhtiyaçlarını İhmal Etmek: Çocuklarımız, sevgi ve ilgiye en çok ihtiyaç duyanlardır. Onların fiziksel ve duygusal gereksinimlerini göz ardı etmek, iç dünyalarında derin izler bırakabilir. Onları bir yük olarak görmek, çocukta düşük özgüven ve özsaygıya sebep olabilir. Bunun yerine, onları kendi ruhsal yolculuğumuzda değerli öğretmenlerimiz olarak kabul etmek, ilişkimizi daha derin ve anlamlı kılar.

3. Sorumluluk Almamak: Kendi bedenimize, duygularımıza, ruhumuza özen göstermek, çocuklarımıza da aynı özeni göstermemizi kolaylaştırır. Kendimize duyduğumuz saygı ve sevgi, çocuklarımızla kurduğumuz bağın temeli haline gelir.

4. Şiddet Uygulamak: Sözlerimiz ve davranışlarımız, onların ruhlarına dokunan izler bırakır. Bağırmak, hakaret etmek ya da fiziksel cezalar, geçici bir çözüm gibi görünse de çocuklarda derin yaralar açabilir. Yıllar sonra çocuklar onlara neden bağırıldığını, neden ceza aldıklarını unuturlar, ancak çığlıkların kendisini unutmazlar ve onların etkileri muhakkak kalır. Sevgi ve sabır onlara rehberlik etmenin en güçlü yoludur.

5. Finansal İhmalkarlık: Parayla olan ilişkimiz, çocuklara maddiyat ve değer kavramlarını nasıl öğrettiğimizi de etkiler. Ne fazla tutumlu ne de savurgan olmak; dengeyi bulmak, onların da kaynakları sevgiyle yönetmeyi öğrenmelerine yardımcı olur.

6. Kendi Değerlerini Dayatmak: Her ruh özeldir, her çocuk kendi özgünlüğü ile dünyaya gelir. Kendi değerlerimizi dayatmak yerine, onların kendi yolunu keşfetmesine alan açmak, ruhlarının özgürce gelişmesine olanak sağlar. Onların içsel sesine kulak vermek, ruhsal büyümelerine katkıda bulunur.

7. Çocuklar Arasında Ayrım Yapmak: Aile içinde her çocuğun aynı değerde olduğunu bilmek, evde güvenli ve sevgi dolu bir ortam yaratır.  Her çocuğun kendi benzersiz varlığına saygı göstermek, onların içsel güvenlerini güçlendirir. Diğer türlü ayrım, kompleksler ve kızgınlık duygularına sebep olabilir.

8. Güven Eksikliği: Çocuklarımız için güven duygusu çok önemlidir. En büyük hata ise çocuğunuza olan güven eksikliğidir. Çocuklar doğal olarak ebeveynlerine inanırlar, güvenirler ve aynısının karşılığını beklerler. Bir çocuk doğruyu söylediğinde ve annesi ona inanmadığında, o zaman derin bir hayal kırıklığı ortaya çıkar ve çocuklar yalan söylemeye ve gerçeği değersizleştirmeye başlarlar.  Güvenin oluşturulması, sağlıklı bir ilişkinin temelidir.

Mükemmel ebeveyn, şimdiye kadar hiç var olmayan bir kişidir.

Mükemmel ebeveynlik, aslında hiç var olmamış bir kavramdır. Mükemmel olmaya çalışmak öznel bir yaklaşımdır ve çocuğumuzun en ideal şekilde yetiştirilmesi için sürekli çabalarsak, bu durum tam tersine ona zarar verebilir. Çocuklarımızı büyütürken mükemmeliyet peşinde koşmak yerine, psikanalist Donald Winnicott’un “yeterince iyi anne” kavramından faydalanabiliriz.

Winnicott’a göre, ebeveynlikte her şeyi mükemmel bir şekilde yapmak gerekmiyor. “Yeterince iyi anne”, çocuğun tüm isteklerini değil, ihtiyaçlarını karşılayan annedir. Winnicott’un belirttiği gibi, “yeterince” iyi olmak, çocuklar için son derece yeterlidir. Eğer bu durum sizin için yeterli gelmiyorsa, burada çocuğunuzun değil, kendi ihtiyaçlarınız ön planda olabilir.

Çocuklar, dünyanın sadece siyah ve beyazdan ibaret olmadığını, belirsizliklerle dolu bir yer olduğunu anlamalıdır. Hayatın çeşitli renklerine uyum sağlamayı öğrenen çocuk, zorlu durumlarla başa çıkmak ve bu durumları gelişim fırsatı olarak görmek konusunda yetkinleşecektir. Bu yaklaşım, çocukların özgüvenlerinin güçlenmesine ve yeterlilik kazanmalarına katkı sağlar.

Yeterince iyi bir anne olmak, sezgileri ve kalbin sesini dinleyerek gelişir.

Doğal anne ne zaman kontrolü biraz gevşetmesi, ne zaman çocuğa daha fazla özgürlük vermesi ve en sonunda onu tamamen bırakması gerektiğini hisseder ve anlar.  Bu süreçte anne, ilgisi, sevgisi, şefkati ve anlayışıyla çocuğunun yanında olmalıdır. Sağlıklı bir gelişim için baskınlık, şiddet veya aşırı korumacılıktan uzak, dengeli bir ilişki şarttır.

Ne yapmanız gerektiğini anlamak, zamanla deneyimle gelir. Eğer kafanız karıştıysa veya nasıl ilerleyeceğinizi bilmiyorsanız, her zaman destek alabilirsiniz.

 
Üzerine Çizgi Çekmeye Değer Şeyler
  • Mükemmel temizlik takıntısıyla yaşamak, çocuğun ihtiyaç duyduğu bir şey değildir; aksine, annesinin bu tür bir endişeden dolayı yorulması, çocuğa zararlı olabilir. Çocuğun yorulmuş bir anneye değil, enerjiyle dolu olan anneye ihtiyacı vardır.
  • Duyguları gizleyerek aşırı sakin görünmeye çalışmak da doğru değildir. Eğer annenin kötü bir ruh hali varsa ve bunu saklamaya çalışıyorsa, çocuklar aşırı duyarlı oldukları için bunun sorumluluğunu üzerlerine alabilirler. Bu da gereksiz bir suçluluk duygusuna yol açabilir. Duyguları doğal bir şekilde ifade etmek önemlidir. Daha büyük çocuklara duyguların doğasını anlatmak, onları anlamalarına yardımcı olur. Unutmayalım ki, kontrolsüz ve bastırılmış duygular, öfke nöbetlerine ve patlamalara dönüşebilir ve çoğu zaman bu duruma çocuklar maruz kalır.
  • Sürekli sağlıklı yiyecekler yedirme çabası; sonuçta çocuklar bir gün kekleri, şekerleri ve hamburgerleri tadacaklardır. Besinlerin yararlarını ve zararlarını onlara açıklamak, yiyeceklerle sağlıklı bir ilişki geliştirmesine yardımcı olur.
  • Ayrıca, annelerin çocuklarına sorumluluk ve bağımsızlık öğretmeleri gerekir; her karar için çocuğun yerine geçmemelidirler. Çocuklara seçim yapma özgürlüğü vermek ve her seçimin bir sonucu olduğunu öğretmek önemlidir. Bu becerileri kazandırmadığımızda, sonunda bu durum yine bizim başımızı ağrıtacaktır.

Ne Yapabiliriz?

“Dayak” ve “şeker” yöntemleri artık geride kaldı; bunun yerine sevgiyi, anlayışı temel alan alternatif yaklaşımlar keşfetmek önemli. Fiziksel veya psikolojik istismarın hiçbir şekilde yeri yoktur. Eğer zorlandığınızı hissediyorsanız, bilgi edinmek için kitaplara başvurabilir ya da bir uzmandan yardım alabilirsiniz. Bu asla bir zayıflık değil; bilakis, sevgiyle rehberlik etme isteğinizin bir işaretidir.

Kendiniz ve çocuğunuz için bir günlük rutin oluşturmak, sakin ve dengeli bir ortam yaratmanıza yardımcı olabilir. Sevgi, şefkat ve anlayış göstermek çocuğunuzun sadece ilgi değil, aynı zamanda derin bir bağ hissetmesini sağlar. Unutmayın, çocuklar en çok gözlemleyerek ve hissederek öğrenirler; kendiniz üzerinde çalışmak, onların iç dünyasına da ışık tutar.

Bu adımları hayatınıza kattığınızda, ailenizde sıcak ve huzurlu bir atmosfer oluşacak. İyi bir anne olup olmadığınızı sorgulamanıza gerek kalmayacak; cevabı, birlikte geçirdiğiniz anların neşesinde bulacaksınız.

Sevgi ile…

2.yazı foto